| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali |
|
| 1: Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara, | |
| 2: Usulcacık çekenlere, | |
| 3: Yüzüp yüzüp gidenlere, | |
| 4: Yarışıp geçenlere, | |
| 5: Derken bir iş çevirenlere kasem olsun (ki kıyamet var). | |
| 6: O gün deprem sarsar, | |
| 7: Onu ikinci bir sarsıntı izler. | |
| 8: Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar. | |
| 9: Gözler kalkmaz saygıdan. | |
| 10: Diyorlar ki: «Biz tekrar eski halimize mi döndürülecekmişiz? | |
| 11: «Biz, çürümüş kemikler olduktan sonra ha?» | |
| 12: «Öyleyse bu çok zararlı bir dönüştür.» dediler. | |
| 13: Fakat o bir tek haykırıştır. | |
| 14: Bir de bakarsın hepsi meydandadır. | |
| 15: Musa'nın haberi sana geldi mi? | |
| 16: Hani Rabbi ona kutsal vaadi Tuva'da seslenmişti: | |
| 17: «Haydi, demişti, git Firavun'a, çünkü o çok azdı.» | |
| 18: De ki: İster misin arınasın? | |
| 19: Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın. | |
| 20: Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi. | |
| 21: Fakat Firavun yalanladı, karşı geldi. | |
| 22: Sonra koşarak dönüp gitti. | |
| 23: Derken adamlarını topladı da bağırdı: | |
| 24: «Ben sizin en yüce Rabbinizim» dedi. | |
| 25: Allah da onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi. | |
| 26: Kuşkusuz bunda, saygı duyacaklar için bir ibret vardır. | |
| 27: Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti. | |
| 28: Tavanını yükseltti, onu bir düzene koydu. | |
| 29: Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı. | |
| 30: Bundan sonra da yeryüzünü döşedi. | |
| 31: Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. | |
| 32: Dağlarını oturttu. | |
| 33: Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için . | |
| 34: Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit, | |
| 35: O, insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün, | |
| 36: Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit, | |
| 37: Artık her kim azgınlık etmiş, | |
| 38: Ve dünya hayatını tercih etmişse, | |
| 39: Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir. | |
| 40: Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise, | |
| 41: Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir. | |
| 42: Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye. | |
| 43: Sen nerde, onu anlatmak nerde?! | |
| 44: Onun son ilmi Rabbine aittir. | |
| 45: Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın. | |
| 46: Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler. | |