| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
| 1: Andolsun ağaran sabaha. | |
| 2: Ve on geceye. | |
| 3: Ve çifte ve teke. | |
| 4: Ve ışırken geceye. | |
| 5: Bu antta büyük bir şey yok mu aklı başında olana? | |
| 6: Görmedin mi Rabbin neler yaptı Âd'a? | |
| 7: Direklerle dolu İrem'e. | |
| 8: Öylesine bir şehirdi ki yaratılmamıştı eşi şehirler arasında. | |
| 9: Ve vâdileri oyan, kayaları kesen Semûd'a. | |
| 10: Ve direk gibi sağlam kumandanları olan Firavun'a? | |
| 11: Öylesine ki azdılar şehirlerde. | |
| 12: Derken bozgunculuğu çoğalttılar oralarda. | |
| 13: Derken Rabbin de onlara bir azap kamçısıdır, yağdırdı. | |
| 14: Şüphe yok ki Rabbin kullarının yollarında, pusudadır, onları görüp gözetir. | |
| 15: İnsan, öyle bir mahlûktur ki Rabbi, onu sınadı da büyüttü ve nîmetler verdi mi, Rabbim der, lâyıktım da büyüttün beni. | |
| 16: Ve fakat sınadı da rızkını daralttı mı, Rabbim der, alçalttı beni. | |
| 17: İş öyle değil, hayır; siz, ne yetîmi ağırlıyorsunuz. | |
| 18: Ve ne birbirinizi, yoksulu doyurmaya teşvik ediyorsunuz. | |
| 19: Ve mîrâsı, habbesine dek yiyorsunuz. | |
| 20: Ve malı, alabildiğine seviyorsunuz. | |
| 21: İş öyle değil, hayır, yer bir kere paramparça olup dümdüz bir hâle geldi mi. | |
| 22: Ve Rabbinin emri gelip çattı da melekler, saf saf oldu mu. | |
| 23: Ve o gün cehennem, ortaya çıktı mı, insan, öğüt alır, anlar ama öğütün, anlayışın artık ne faydası var ona? | |
| 24: Keşke der, önceden, daha sağken iyilik etseydim. | |
| 25: Derken o gün öylesine bir azaplandırır onu ki kimsecikler, o çeşit azâb edemez. | |
| 26: Ve öylesine bağlar onu ki kimsecikler, o çeşit bağlayamaz. | |
| 27: Ey iyiden iyiye inanmış, şüpheden kurtulmuş can. | |
| 28: Dön Rabbine, ondan râzı olarak ve rızâsını kazanmış bulunarak. | |
| 29: Artık katıl kullarımın arasına. | |
| 30: Ve gir cennetime. | |