| Elmalılı (sadeleştirilmiş) Meali |
|
| 1: Ekşidi (yüzünü ekşitti) ve döndü. | |
| 2: Ona ama geldi diye. | |
| 3: Ne bilirsin, belki o temizlenecek. | |
| 4: Veya öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecek. | |
| 5: Ama ihtiyaç duymayana gelince, | |
| 6: sen onun sesine özeniyorsun. | |
| 7: Onun temizlenmemesinden sana ne! | |
| 8: Ama sana can atarak gelen, | |
| 9: içinde saygı duyarak gelmişken, | |
| 10: sen ondan tegafül ediyor (ona ilgi göstermiyor)sun. | |
| 11: Hayır, hayır, sakın! Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür. | |
| 12: Artık onu dileyen düşünsün! | |
| 13: Değerli sayfalarda, | |
| 14: yüksek tutulan tertemiz sayfalarda, | |
| 15: yazıcıların ellerinde, | |
| 16: şerefli, takva sahibi yazıcıların. | |
| 17: O kahrolası insan ne nankör şeydir! | |
| 18: O yaratan, onu hangi şeyden yarattı? | |
| 19: Bir damla sudan yarattı da biçimine koydu onu. | |
| 20: Sonra ona kolaylaştırdı yolunu. | |
| 21: Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü. | |
| 22: Sonra dilediği zaman onu yeniden diriltecektir. | |
| 23: Hayır, hayır doğrusu o, O'nun emrini tam yerine getirmedi. | |
| 24: Bir de o insan yiyeceğine baksın! | |
| 25: Biz, o suyu bir döküş (bol bol) dökmekteyiz. | |
| 26: Sonra o yeryüzünü bir yarış (iyiden iyiye) yarmaktayız. | |
| 27: Bu şekilde orada daneler, | |
| 28: üzümler ve yoncalar, | |
| 29: zeytinlikler ve hurmalıklar, | |
| 30: afaka ser çekmiş dilber (gönül alan) bahçeler, | |
| 31: meyveler, çayırlar; neler yetiştirmekteyiz. | |
| 32: Sizin ve davarlarınızın yararlanması için. | |
| 33: Ama o sayha (gürültüsünü dinletecek bela) geldiği zaman, | |
| 34: kişinin kaçacağı gün kardeşinden, | |
| 35: anasından, babasından, | |
| 36: karısından ve oğullarından. | |
| 37: Onlardan her kişinin o gün başından aşan bir işi vardır. | |
| 38: O gün yüzler vardır ışılar, | |
| 39: güler, sevinir. | |
| 40: Yüzler de vardır, üzerinde tor toz. | |
| 41: Onu bir kara sarar. | |
| 42: İşte onlardır, o kafirler, facirler (yoldan sapmış günahkarlar). | |