N – nominativ kişi adı PRON – 1-ci şəxs tək sahiblik əvəzliyi اسم مرفوع والياء المحذوفة ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إني
|
ÎNY
innī
həqiqətən mən
Indeed, I
,Nun,Ye, ,50,10,
ACC – ittiham hissəciyi PRON – 1-ci şəxs tək obyekt əvəzliyi حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ظلمت
ظ ل م | ƵLM
ƵLMT
Zelemtu
zülm etdim
[I] have wronged
Zı,Lam,Mim,Te, 900,30,40,400,
V – 1-ci şəxs tək mükəmməl feil PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
نفسي
ن ف س | NFS
NFSY
nefsī
ruhuma
my soul,
Nun,Fe,Sin,Ye, 50,80,60,10,
N – nominativ qadın tək isim PRON – 1-ci şəxs tək sahiblik əvəzliyi اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فاغفر
غ ف ر | ĞFR
FÆĞFR
feğfir
bağışla
so forgive
Fe,Elif,Ğayn,Fe,Re, 80,1,1000,80,200,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi V – 2-ci şəxs kişi tək imperativ feli الفاء استئنافية فعل أمر
لي
|
LY
lī
Mən
"[for] me."""
Lam,Ye, 30,10,
P – prefiksli ön söz lām PRON – 1-ci şəxs tək şəxs əvəzliyi جار ومجرور
فغفر
غ ف ر | ĞFR
FĞFR
feğafera
(Allah) bağışladı
Then He forgave
Fe,Ğayn,Fe,Re, 80,1000,80,200,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi V – 3-cü şəxs kişi təki mükəmməl feli الفاء استئنافية فعل ماض
له
|
LH
lehu
o-onun-bu
[for] him.
Lam,He, 30,5,
P – prefiksli ön söz lām PRON – 3-cü şəxs kişi tək şəxs əvəzliyi جار ومجرور
إنه
|
ÎNH
innehu
Çünki o
Indeed He,
,Nun,He, ,50,5,
ACC – təqsirləndirici hissəcik PRON – 3-cü şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
هو
|
HW
huve
O
He (is)
He,Vav, 5,6,
PRON – 3-cü şəxs kişi tək şəxs əvəzliyi ضمير منفصل
الغفور
غ ف ر | ĞFR
ÆLĞFWR
l-ğafūru
O, çox bağışlayandır
the Oft-Forgiving,
Elif,Lam,Ğayn,Fe,Vav,Re, 1,30,1000,80,6,200,
N – nominativ kişi tək isim اسم مرفوع
الرحيم
ر ح م | RḪM
ÆLRḪYM
r-raHīmu
O, çox mərhəmətlidir
the Most Merciful.
Elif,Lam,Re,Ha,Ye,Mim, 1,30,200,8,10,40,
ADJ – nominativ kişi tək sifət صفة مرفوعة
Konu Başlığı: [28:15-18] Musa Adam Öldürüyor
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbim dedi, ben kendime zulmettim, sen yarlıga beni ve mabudu, onu yarlıgadı; şüphe yok ki o, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.
Ahmed Hulusi : "Rabbim! Doğrusu ben nefsime (hakikatime) zulmettim (kendimi beden dünyasına ait kabullenmekle), beni mağfiret et!" dedi (Musa). . . (Rabbi de) Onu mağfiret etti. Kesinlikle "HÛ" Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Mûsâ:
'Rabbim, bir insan öldürmekle kendime zulmettim, kendime haksızlık ettim. Beni bağışla' dedi. Allah Mûsâ’yı bağışladı, affetti. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : 'Rabbim! Ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla!' dedi. (Allah) da onu bağışladı. Şüphesiz O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Ali Bulaç : Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : (Mûsa yaptığına pişman olarak Allah’dan afv diledi ve şöyle) dedi: “- Ey Rabbim! Doğrusu ben nefsime (onu öldürmekle) yazık ettim. Artık günahımı bağışla.” Bunun üzerine Allah da onu bağışladı. Çünkü O, Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.
Azerice : "Ey Rəbbim! Mən özümə zülm etdim. İndi məni bağışla!" dedi. Ona görə də onu bağışladı. Həqiqətən, O; O, Bağışlayandır, mərhəməti kəsilməyəndir.
Bekir Sadak : Musa: «Rabbim! Dogrusu kendime yazik ettim, beni bagisla» dedi. Allah da onu bagisladi. O, suphesiz bagislayandir, merhamet edendir.
Celal Yıldırım : Musâ: «Ey Rabbim!» dedi, «doğrusu ben kendime haksızlık ettim; artık beni bağışla.» Bunun üzerine Rabbı onu bağışladı. Çünkü O, gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Musa: 'Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla' dedi. Allah da onu bağışladı. O, şüphesiz bağışlayandır, merhamet edendir.
Diyanet Vakfi : Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.
Edip Yüksel : 'Rabbim,' dedi, 'ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla.' O da onu bağışladı. Çünkü O Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Musa, «Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!» dedi; Allah da, onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olan ancak O'dur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Rabbim, doğrusu ben kendime yazık ettim, artık bağışlamanla benim suçumu ört! dedi. O da onu bağışladı. Gerçekten O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya rabb dedi: doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağrifetinle benim suçumu ört: o da mağrifet buyurdu, hakıkat o, öyle ğafur öyle rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Musa; «Rabb'im! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla» dedi. Allah onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.
Gültekin Onan : Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla" Böylece (Tanrı) onu bağışladı. Şüphesiz, O bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz kendime haksızlık ettim. Artık beni bağışla!” dedi de Allah o'nu bağışladı. Şüphesiz O, çok bağışlayıcının, çok merhamet edicinin ta kendisidir.
Hasan Basri Çantay : Dedi: «Rabbim, ben cidden kendime yazık etdim. Artık beni yarlığa». Bunun üzerine (Allah) onu yarlığadı. Çünkü O, çok yarlığayıcı, çok esirgeyici olanın ta kendisidir.
Hayrat Neşriyat : (Mûsâ:) 'Rabbim! Doğrusu ben nefsime zulmettim; artık beni bağışla!' dedi. Bunun üzerine (Allah da) onu bağışladı. Çünki Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O’dur.
İbni Kesir : Dedi ki: Rabbım; doğrusu kendime zulmettim. Bağışla beni. Bunun üzerine onu bağışladık. Muhakkak ki O'dur O; Gafur, Rahim.
İskender Evrenosoğlu : "Rabbim, ben nefsime zulmettim, artık beni mağfiret et." dedi. Böylece onu mağfiret etti. Muhakkak ki O; Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Kasas : "Ey Rəbbim! Mən özümə zülm etdim. İndi məni bağışla!" dedi. Ona görə də onu bağışladı. Həqiqətən, O; O, Bağışlayandır, mərhəməti kəsilməyəndir.
Muhammed Esed : (Ve) "Ey Rabbim!" diye dua etti, "Ben kendime yazık ettim! Beni bağışla." Ve (Allah) da o'nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Yarabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur.» Bunun üzerine ona mağfiret buyurdu. Muhakkak ki, çok bağışlayan, çok merhamet buyuran O'dur, O.
Ömer Öngüt : “Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla!” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş : Rabbim, ben kendime zulmettim, Beni bağışla dedi. Allah da onu bağışladı. Nitekim O, bağışlayan ve merhamet edendir.
Suat Yıldırım : "Ya Rabbî, ben kendime yazık ettim, affeyle beni?" dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O gafurdur, rahîmdir.
Süleyman Ateş : "Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla!" dedi. (Allâh) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «Rabbim, gerçek şu ki, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.» Böylece (Allah) onu bağışladı. Hiç şüphe yok O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Musa 'Rabbim, ben kendime yazık ettim; Sen beni bağışla' dedi ve Rabbi onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : "Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]