EMPH – vurğulayıcı prefiks lām CERT – əminlik hissəciyi اللام لام التوكيد حرف تحقيق
أضلني
ض ل ل | ŽLL
ǼŽLNY
eDellenī
məni yoldan çıxartdı
he led me astray
,Dad,Lam,Nun,Ye, ,800,30,50,10,
V – 3-cü şəxs kişi tək (forma IV) mükəmməl fel PRON – 1-ci şəxs tək obyekt əvəzliyi فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن
|
AN
ǎni
-dan
from
Ayn,Nun, 70,50,
P – ön söz حرف جر
الذكر
ذ ك ر | Z̃KR
ÆLZ̃KR
ƶ-ƶikri
zikr-
the Reminder
Elif,Lam,Zel,Kef,Re, 1,30,700,20,200,
N – cinsi kişi şifahi isim اسم مجرور
بعد
ب ع د | BAD̃
BAD̃
beǎ'de
sonra
after
Be,Ayn,Dal, 2,70,4,
T – təqsirləndirici zaman zərfi ظرف زمان منصوب
إذ
|
ÎZ̃
iƶ
[when]
,Zel, ,700,
T – zaman zərfi ظرف زمان
جاءني
ج ي ا | CYÆ
CÆÙNY
cā'enī
yanıma gəlir
it (had) come to me.
Cim,Elif,,Nun,Ye, 3,1,,50,10,
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli PRON – 1-ci şəxs tək obyekt əvəzliyi فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وكان
ك و ن | KWN
WKÆN
ve kāne
artıq
And is
Vav,Kef,Elif,Nun, 6,20,1,50,
CONJ – prefiksli bağlayıcı wa (və) V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli الواو عاطفة فعل ماض
الشيطان
ش ط ن | ŞŦN
ÆLŞYŦÆN
ş-şeyTānu
şeytan
the Shaitaan
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun, 1,30,300,10,9,1,50,
"PN – nominativ kişi xüsusi isim → Şeytan" اسم علم مرفوع
للإنسان
ا ن س | ÆNS
LLÎNSÆN
lilinsāni
insan üçün
to the man
Lam,Lam,,Nun,Sin,Elif,Nun, 30,30,,50,60,1,50,
P – prefiksli ön söz lām N – cinsiyyətli kişi adı جار ومجرور
خذولا
خ ذ ل | ḢZ̃L
ḢZ̃WLÆ
ḣaƶūlen
tərk edəndir
"a deserter."""
Hı,Zel,Vav,Lam,Elif, 600,700,6,30,1,
ADJ – ittihamedici kişi tək qeyri-müəyyən sifət صفة منصوبة
Konu Başlığı: [25:27-40] Tanrı Elçisinin Ahiretteki Biricik Şikayeti
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun beni Kur'ân'dan saptıran, hem de bana tebliğ edildikten sonra saptıran odur; ve Şeytan, insanı yardımcısız, hor hakir bir halde bırakıverir.
Adem Uğur : Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
Ahmed Hulusi : "Andolsun ki, gelen Zikir'den (hakikatimi hatırlatan hakikat bilgisinden) saptırdı. . . Şeytan (vehim - bilincin kendini beden kabulü) insan için hazuldur (güçsüz, ortada bırakan). "
Ahmet Tekin : 'Andolsun ki, Kur’ân bana geldikten sonra, beni, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân’dan, şeriattan, Allah’ı zikirden ayırıp uzaklaştırarak, başıma buyruk hale getirip, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihime imkân sağladı. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler insanı yüzüstü bırakıp rezil ediyor.'
Ahmet Varol : Andolsun o beni, bana geldikten sonra zikirden (Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan da insanı yalnız ve yardımsız bırakır.'
Ali Bulaç : "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız" bırakandır."
Ali Fikri Yavuz : Vallahi, o sapıttı beni zikirden, (Allah’ı anmaktan ve Kur’ân ahkâmına bağlanmaktan), bana Kur’ân gelmişken... Şeytan, insanı helâke düşürendir.”
Azerice : “And içirəm ki, mənə nəsihət verilsə də, o, məni yoldan çıxartdı”. Şeytan insanları tək və köməksiz qoyur!
Bekir Sadak : (27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der.
Celal Yıldırım : And olsun ki bana Kur'ân geldikten sonra o dost (dediğim kimse) beni saptırdı. Şeytan ise insanı aşağılık halde yapayalnız bırakandır.
Diyanet İşleri : “Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
Diyanet İşleri (eski) : (27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der.
Diyanet Vakfi : Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
Edip Yüksel : 'Beni, bana ulaşan mesajdan saptırdı. Gerçekten, şeytan insanı yarı yolda bırakır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı.» Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bana geldikten sonra Kur'an, vallahi o beni saptırdı.» Öyle ya şeytan insanı yapayalnız, yardımsız bırakır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vallahi o sapıttı beni zikirden, bana gelmiş iken, öyle ya Şeytan insana çok hızlânkâr bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Bana Kur'anın mesajı geldikten sonra o beni Allah'ı anmaktan alıkoydu. Zaten şeytan, insanı ayarttıktan sonra yüzüstü bırakır.
Furkan : “And içirəm ki, mənə nəsihət verilsə də, o, məni yoldan çıxartdı”. Şeytan insanları tək və köməksiz qoyur!
Gültekin Onan : "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kuran'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır."
Hakkı Yılmaz : (27-29) "Ve o gün, şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararına iş yapan o kimse ellerini ısırarak; “Eyvah, keşke elçi ile beraber bir yol tutsaydım! Eyvah, keşke falancayı iz bırakan bir önder edinmeseydim. Hiç şüphesiz bana geldikten sonra, beni Öğüt'ten/Kitap'tan o saptırdı. Ve şeytan, insan için bir rezil edenmiş!” der. "
Hasan Basri Çantay : «Andolsun ki beni zikirden, hem o (bir devlet gibi) bana (Allah tarafından) geldikden sonra, o sapdırdı. Şeytan insanı (başına bir belâ gelince) yapayalınız ve yardımsız bırakandır».
Hayrat Neşriyat : 'Yemîn olsun ki, (o) bana geldikten sonra beni Zikir’den (Kur’ân’dan), saptırdı.' Şeytan ise, insanı (işte o gün, böyle) yardımsız bırakır.
İbni Kesir : Andolsun ki; bana gelen zikirden beni, o saptırdı. Şeytan; insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır.
İskender Evrenosoğlu : Andolsun ki; bana zikir (Kur'ân'daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptırdı ve şeytan, insana yardımı engelleyendir.
Muhammed Esed : Gerçekte, bana uyarıcı, hatırlatıcı mesaj geldikten sonra, beni (Allah'ı) hatırlamaktan o uzaklaştırdı!" Zaten, Şeytan (işte böyle) yalnız ve çaresiz bırakır insanı.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Andolsun ki, beni zikirden sapıttırdı, (o zikir) bana geldikten sonra ve şeytan insan için yardımcı olmayıp (onu) zelilâne bir halde terkeder olmuştur.»
Ömer Öngüt : “Andolsun ki beni zikirden, bana Kur'an gelmişken o saptırdı. Şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakıyor. ”
Şaban Piriş : Andolsun ki bana gelen zikir’den beni o saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız bırakıp, rezil ediyor.
Suat Yıldırım : (27-29) O gün zalim, parmaklarını ısırır "Eyvah! der, keşke o Peygamberle birlikte yol tutsaydım. Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur’ân’dan) beni o uzaklaştırdı. Zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır."
Süleyman Ateş : O beni, bana gelen Zikirden saptırdı. Zaten şeytân, insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır."
Tefhim-ul Kuran : «Çünkü o, gerçekten bana gelmiş bulunduktan sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır.»
Ümit Şimşek : 'Bana gelen öğütten o beni uzaklaştırdı.' İşte, Şeytan insanı böyle ortada bırakıverir.
Yaşar Nuri Öztürk : "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]