» 17 / Isrâ  48:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi
Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

17:48 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
bax | Necə | Nümunələr verdilər | Sizə | metaforalarla | təəccübləndilər | daha yox | tapa bilmirlər | yol |

ÆNƵR KYF ŽRBWÆ LK ÆLǼMS̃ÆL FŽLWÆ FLÆ YSTŦYAWN SBYLÆ
unZur keyfe Derabū leke l-emṧāle feDellū felā yesteTīǔne sebīlen

انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. ÆNƵR = unZur : bax
2. KYF = keyfe : Necə
3. ŽRBWÆ = Derabū : Nümunələr verdilər
4. LK = leke : Sizə
5. ÆLǼMS̃ÆL = l-emṧāle : metaforalarla
6. FŽLWÆ = feDellū : təəccübləndilər
7. FLÆ = felā : daha yox
8. YSTŦYAWN = yesteTīǔne : tapa bilmirlər
9. SBYLÆ = sebīlen : yol
bax | Necə | Nümunələr verdilər | Sizə | metaforalarla | təəccübləndilər | daha yox | tapa bilmirlər | yol |

[NƵR] [KYF] [ŽRB] [] [MS̃L] [ŽLL] [] [ŦWA] [SBL]
ÆNƵR KYF ŽRBWÆ LK ÆLǼMS̃ÆL FŽLWÆ FLÆ YSTŦYAWN SBYLÆ

unZur keyfe Derabū leke l-emṧāle feDellū felā yesteTīǔne sebīlen
انظر كيف ضربوا لك الأمثال فضلوا فلا يستطيعون سبيلا

[ن ظ ر] [ك ي ف] [ض ر ب] [] [م ث ل] [ض ل ل] [] [ط و ع] [س ب ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
انظر ن ظ ر | NƵR ÆNƵR unZur bax See
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe Necə how
ضربوا ض ر ب | ŽRB ŽRBWÆ Derabū Nümunələr verdilər they put forth
لك | LK leke Sizə for you
الأمثال م ث ل | MS̃L ÆLǼMS̃ÆL l-emṧāle metaforalarla "the examples;"
فضلوا ض ل ل | ŽLL FŽLWÆ feDellū təəccübləndilər but they have gone astray
فلا | FLÆ felā daha yox so not
يستطيعون ط و ع | ŦWA YSTŦYAWN yesteTīǔne tapa bilmirlər they can
سبيلا س ب ل | SBL SBYLÆ sebīlen yol (find) a way.
bax | Necə | Nümunələr verdilər | Sizə | metaforalarla | təəccübləndilər | daha yox | tapa bilmirlər | yol |

[NƵR] [KYF] [ŽRB] [] [MS̃L] [ŽLL] [] [ŦWA] [SBL]
ÆNƵR KYF ŽRBWÆ LK ÆLǼMS̃ÆL FŽLWÆ FLÆ YSTŦYAWN SBYLÆ

unZur keyfe Derabū leke l-emṧāle feDellū felā yesteTīǔne sebīlen
انظر كيف ضربوا لك الأمثال فضلوا فلا يستطيعون سبيلا

[ن ظ ر] [ك ي ف] [ض ر ب] [] [م ث ل] [ض ل ل] [] [ط و ع] [س ب ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
انظر ن ظ ر | NƵR ÆNƵR unZur bax See
Elif,Nun,Zı,Re,
1,50,900,200,
V – 2-ci şəxs kişi tək imperativ feli
فعل أمر
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe Necə how
Kef,Ye,Fe,
20,10,80,
INTG – sorğulayıcı isim
اسم استفهام
ضربوا ض ر ب | ŽRB ŽRBWÆ Derabū Nümunələr verdilər they put forth
Dad,Re,Be,Vav,Elif,
800,200,2,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لك | LK leke Sizə for you
Lam,Kef,
30,20,
P – prefiksli ön söz lām
PRON – 2-ci şəxs kişi tək şəxs əvəzliyi
جار ومجرور
الأمثال م ث ل | MS̃L ÆLǼMS̃ÆL l-emṧāle metaforalarla "the examples;"
Elif,Lam,,Mim,Se,Elif,Lam,
1,30,,40,500,1,30,
N – ittihamedici kişi cəm isim
اسم منصوب
فضلوا ض ل ل | ŽLL FŽLWÆ feDellū təəccübləndilər but they have gone astray
Fe,Dad,Lam,Vav,Elif,
80,800,30,6,1,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli
PRON - mövzu əvəzliyi
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلا | FLÆ felā daha yox so not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefiksli bərpa hissəcik
NEG – mənfi hissəcik
الفاء استئنافية
حرف نفي
يستطيعون ط و ع | ŦWA YSTŦYAWN yesteTīǔne tapa bilmirlər they can
Ye,Sin,Te,Tı,Ye,Ayn,Vav,Nun,
10,60,400,9,10,70,6,50,
V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma X) qüsursuz fel
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سبيلا س ب ل | SBL SBYLÆ sebīlen yol (find) a way.
Sin,Be,Ye,Lam,Elif,
60,2,10,30,1,
N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən isim
اسم منصوب

Konu Başlığı: [17:46-52] Kuran: Tek ve Biricik Kaynak

Abdulbaki Gölpınarlı : Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.
Adem Uğur : Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.
Ahmed Hulusi : Bak senin için nasıl benzetmeler yaptılar da bu sebeple saptılar! Artık (Hakikate götüren) bir yol bulamazlar!
Ahmet Tekin : İbret nazarıyla bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar. Bu yüzden başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaştılar, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiler, artık doğru yola ulaşabilecekleri bir çıkış yolu da bulamayacaklar.
Ahmet Varol : Bak sana nasıl örnekler verdiler de saptılar. Artık bir yol (bulmay)a güç yetiremezler.
Ali Bulaç : Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
Ali Fikri Yavuz : Bak, seni nelere nisbet ettiler (şairdir, sahirdir, mecnundur dediler) de nasıl dalâlete düştüler! Artık hak yolu bulmağa güçleri yetmez.
Azerice : Görün səni nəyə oxşadırlar! Ona görə də azğınlaşmışdılar. İndi onlar bir daha doğru yolu tapa bilməyəcəklər.
Bekir Sadak : Sana nasil misaller verdiklerine bir bak! Bu yuzden sapmislardir, artik bir yol da bulamamaktadirlar.
Celal Yıldırım : Dikkat et, sana nasıl da misâller veriyorlar da bu yüzden sapıttılar ; artık bir yol da bulamıyacaklar.
Diyanet İşleri : Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar.
Diyanet İşleri (eski) : Sana nasıl misaller verdiklerine bir bak! Bu yüzden sapmışlardır, artık bir yol da bulamamaktadırlar.
Diyanet Vakfi : Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.
Edip Yüksel : Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bak senin için nasıl misaller verdiler de bu yüzden nasıl sapıklığa düştüler! Artık hak yolu bulmaya güçleri yetmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bak seni nelerle mukayese ettiler de nasıl sapıklığa düştüler, onun için bir yol bulmaya da güçleri yok.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bak seni nelere kıyas ettiler de nasıl dalâlete düştüler, onun için bir yol bulmağa tab-ü tüvanları yok
Fizilal-il Kuran : Senin hakkında nasıl benzetmeler, ne tür yakıştırmalar yaptıklarına baksana! Sapıttılar, bir türlü doğru yolu bulamıyorlar.
Gültekin Onan : Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
Hakkı Yılmaz : Senin için nasıl örnekler verdiklerine bir bak! Böylece sapıklığa düştüler! Artık bir yola da güçleri yetmez.
Hasan Basri Çantay : Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir.
Hayrat Neşriyat : Bak, senin için (şâir, sihirbaz ve kâhin diyerek) nasıl misâller getirdiler de bu yüzden dalâlete düştüler; artık (hakka giden) bir yola güçleri yetmez.
İbni Kesir : Bak, sana nasıl misaller veriyorlar. Bunun için dalalete düşmüşlerdir. Ve bir daha yol bulamamaktadırlar.
İskender Evrenosoğlu : Bak, senin için nasıl misaller getirdiler (sana büyülenmiş, mecnun, deli, şair dediler) ve böylece dalâlette kaldılar. Artık yola (Sıratı Mustakîm'e) ulaşmaya güçleri yetmez.
İsra : Görün səni nəyə oxşadırlar! Ona görə də azğınlaşmışdılar. İndi onlar bir daha doğru yolu tapa bilməyəcəklər.
Muhammed Esed : Seni benzettikleri şeye bak (ey Peygamber!) Bir kere yoldan çıkmış bunlar ve bu yüzden (hakka çıkan) bir yol da bulacak durumda değiller artık!
Ömer Nasuhi Bilmen : Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış oldular, artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler.
Ömer Öngüt : Bak! Sana nasıl misaller veriyorlar? Bunun için dalâlete düştüler ve bir daha yol bulamamaktadırlar.
Şaban Piriş : Sana nasıl örnek verdiklerine bir bak! Bu sebeple onlar sapıtmışlardır. Artık yol da bulamazlar.
Suat Yıldırım : Bak Resulüm, seni nelere kıyas ettiler (gâh şair, gâh büyücü, gâh kâhin, gâh mecnûn dediler) de nasıl dalâlete düştüler? Hem öyle sersemleştiler ki artık yol bulacak halleri kalmadı.
Süleyman Ateş : Bak, nasıl misaller verdiler (seni şâ'ire, büyücüye, kâhine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.
Tefhim-ul Kuran : Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
Ümit Şimşek : Seni benzettikleri şeye bak! Onlar öyle bir saptılar ki, bir daha da yollarını bulamıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. Artık hiçbir yola varamazlar.

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}