REM – prefiksli bərpa hissəciyi T – zaman zərfi الفاء استئنافية ظرف زمان
جاوزا
ج و ز | CWZ
CÆWZÆ
cāvezā
yanından keçəndə
they had passed beyond
Cim,Elif,Vav,Ze,Elif, 3,1,6,7,1,
V – 3-cü şəxs kişi ikili (forma III) mükəmməl fel PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
قال
ق و ل | GWL
GÆL
ḳāle
(Musa) dedi
he said
Gaf,Elif,Lam, 100,1,30,
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli فعل ماض
لفتاه
ف ت ي | FTY
LFTÆH
lifetāhu
qulluqçusuna
to his boy,
Lam,Fe,Te,Elif,He, 30,80,400,1,5,
P – prefiksli ön söz lām N – cinsiyyət kişi adı PRON – 3-cü şəxs kişi tək sahib əvəzliyi جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
آتنا
ا ت ي | ÆTY
ËTNÆ
ātinā
bizə gətirin
"""Bring us"
,Te,Nun,Elif, ,400,50,1,
V – 2-ci şəxs kişi tək (forma IV) əmr feli PRON – 1-ci şəxs cəm obyekt əvəzliyi فعل أمر و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
غداءنا
غ د و | ĞD̃W
ĞD̃ÆÙNÆ
ğadā'enā
səhər yeməyimiz
our morning meal.
Ğayn,Dal,Elif,,Nun,Elif, 1000,4,1,,50,1,
N – təqsirləndirici kişi adı PRON – 1-ci şəxs cəm yiyəsi əvəzliyi اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لقد
|
LGD̃
leḳad
and içirəm
Certainly
Lam,Gaf,Dal, 30,100,4,
EMPH – vurğulayıcı prefiks lām CERT – əminlik hissəciyi اللام لام التوكيد حرف تحقيق
لقينا
ل ق ي | LGY
LGYNÆ
leḳīnā
çəkdik
we have suffered
Lam,Gaf,Ye,Nun,Elif, 30,100,10,50,1,
V – 1-ci şəxs cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من
|
MN
min
in
Mim,Nun, 40,50,
P – ön söz حرف جر
سفرنا
س ف ر | SFR
SFRNÆ
seferinā
səyahətimizdən
our journey
Sin,Fe,Re,Nun,Elif, 60,80,200,50,1,
N – cins kişi adı PRON – 1-ci şəxs cəm yiyəsi əvəzliyi اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هذا
|
HZ̃Æ
hāƶā
Bu
this,
He,Zel,Elif, 5,700,1,
DEM – kişi tək nümayiş əvəzliyi اسم اشارة
نصبا
ن ص ب | NṦB
NṦBÆ
neSaben
yorğunluq
"fatigue."""
Nun,Sad,Be,Elif, 50,90,2,1,
N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən isim اسم منصوب
Konu Başlığı: [18:60-82] Denetçi Öğretmeninden Musa'ya Önemli Dersler
Abdulbaki Gölpınarlı : Oradan geçtikten sonra Mûsâ, genç arkadaşına kuşluk yemeğimizi getir dedi, gerçekten de şu yolculuk, yordu bizi.
Adem Uğur : (Buluşma yerlerini) geçip gittiklerinde Musa genç adamına: Kuşluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten şu yolculuğumuz yüzünden başımıza (epeyce) sıkıntı geldi, dedi.
Ahmed Hulusi : (Buluşma yerlerini) geçip gittiklerinden az sonra Musa hizmetlisine: "Öğle yemeğini çıkar bakalım; gerçekten bu yolculuk bizi yordu. . . "
Ahmet Tekin : İki denizin birleştiği yeri geçtikleri zaman Mûsâ genç arkadaşına, öğrencisine:
'Kahvaltımızı getir. Gerçekten, biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk.' dedi.
Ahmet Varol : Orayı geçtiklerinde (Musa) genç adamına dedi ki: 'Azığımızı getir. Andolsun, bu yolculuğumuzdan dolayı yorgun düştük.'
Ali Bulaç : (Varmaları gereken yere gelip) geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk."
Ali Fikri Yavuz : İki deniz kavşağını geçtikleri zaman, Mûsa, genç arkadaşına: “-Kuşluk yemeğimizi getir, gerçekten biz bu yolculuğumuzdan yorgun düştük.” dedi.
Azerice : Xeyli məsafə qət etdikdən sonra gənc dostuna "Səfərdən çox yorulduq, gəl, səhər yeməyimizi gətir" dedi. dedi.
Bekir Sadak : Oradan uzlaklastiklarinda Musa, yanindaki gence: «Azigimizi cikar, and olsun bu yolculugumuzda yorgun dustuk» dedi.
Celal Yıldırım : Orayı geçtiklerinde Musa, genç arkadaşına, «azığımızı faize getir; and olsun ki, bu yolculuğumuzdan yorgun ve bitkin düştük, demişti.»
Diyanet İşleri : Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ beraberindeki gence, “Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: 'Azığımızı çıkar, and olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük' dedi.
Diyanet Vakfi : (Buluşma yerlerini) geçip gittiklerinde Musa genç adamına: Kuşluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten şu yolculuğumuz yüzünden başımıza (epeyce) sıkıntı geldi, dedi.
Edip Yüksel : Orayı geçtiklerinde, genç yoldaşına, 'Yemeğimizi getir. Bu yolculuğumuz bizi gerçekten yordu,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İki denizin birleştiği yeri geçtikleri zaman, Musa genç arkadaşına: «Kuşluk yemeğimizi getir. Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bu şekilde geçtikleri zaman genç hizmetçisine: «Getir kuşluk yemeğimizi; gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bu sûretle vakta ki geçtiler fetâsına getir, dedi: Kuşluk yemeğimizi, hakikaten biz bu seferimizden yorgunluğa giriftar olduk
Fizilal-il Kuran : İki denizin birleştiği yeri geçtiklerinde Musa, genç arkadaşına, «Azığımızı getir bakalım, gerçekten bu yolculuğumuzda çok yorgun düştük» dedi.
Gültekin Onan : (Varmaları gereken yere gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk."
Hakkı Yılmaz : Bu şekilde geçtikleri zaman Mûsâ, delikanlısına: “Getir kuşluk yemeğimizi, gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk” dedi.
Hasan Basri Çantay : Vaktaki (oradan geçip gitdiler) Musa gene (adamın) a dedi ki: «Kuşluk yemeğimizi getir. Bu yolculuğumuzdan, andolsun, yorgun düşdük».
Hayrat Neşriyat : Sonunda (Mûsâ oradan) uzaklaştıklarında genç (arkadaş)ına: 'Kahvaltımızı bize getir (de yiyelim), gerçekten bu yolculuğumuzda yorgun düştük' dedi.
İbni Kesir : Oradan uzaklaştıkları vakit Musa delikanlısına; azığımızı çıkar, bu yolculuğumuzdan andolsun ki yorgun düştük, dedi.
İskender Evrenosoğlu : (Buluşma yerini) geçtikten sonra (Musa A.S) genç arkadaşına (şöyle) dedi: “Sabah kahvaltımızı getir. Andolsun ki bu yorgunluğa, yolculuğumuz sebebiyle maruz kaldık.”
Kehf : Xeyli məsafə qət etdikdən sonra gənc dostuna "Səfərdən çox yorulduq, gəl, səhər yeməyimizi gətir" dedi. dedi.
Muhammed Esed : Ve biraz uzaklaştıktan sonra (Musa) yardımcısına: "Öğlen azığımızı çıkar" dedi, "doğrusu, bu yolculuk bizi bir hayli yordu!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki geçip gittiler. (Hazreti Mûsa) Genç arkadaşına dedi ki: «Bize kuşluk yemeğimizi getir, biz bu yolculuğumuzda muhakkak ki yorgunluğa uğradık.»
Ömer Öngüt : Orayı geçtiklerinde Musa genç arkadaşına: “Azığımızı getir, bu yolculuğumuzda gerçekten yorgun ve bitkin düştük. ” dedi.
Şaban Piriş : O yeri geçtikleri zaman genç arkadaşına: -Yiyeceğimizi getir, bu yolculuğumuzda bir hayli yorgun düştük, dedi.
Suat Yıldırım : Buluşma yerini farkına varmaksızın geçip gidince Mûsâ yardımcısına:"Getir artık kahvaltımızı!" dedi, "Gerçekten bu seyahatimizde epey yorgun düştük."
Süleyman Ateş : Orayı geçip gittiklerinde (Mûsâ) uşağına: "Kahvaltımızı bize getir (de yiyelim), andolsun ki, bu yolculuğumuzdan (epey) yorgunluk çektik." dedi.
Tefhim-ul Kuran : (Varmaları gereken yere gelip) geçtiklerinde (Musa) genç yardımcısına dedi ki: «Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız yolculuktan gerçekten yorulduk.»
Ümit Şimşek : Buluşma yerini geçtiklerinde, Musa genç hizmetkârına 'Yemeğimizi getir,' dedi. 'Bu yolculuğumuz bizi gerçekten yorgun düşürdü.'
Yaşar Nuri Öztürk : Orayı geçtiklerinde Mûsa, genç arkadaşına dedi ki: "Hadi, getir şu sabah yemeğimizi. Vallahi bu yolculuğumuz yüzünden epey çektik."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]