"CONJ – prefiksli birləşmə wa (və) N – nominativ qadın adı → Yer" الواو عاطفة اسم مرفوع
ومن
|
WMN
ve men
və insanlar
and whoever
Vav,Mim,Nun, 6,40,50,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və) REL – nisbi əvəzlik الواو عاطفة اسم موصول
فيهن
|
FYHN
fīhinne
bunlarda var
(is) therein.
Fe,Ye,He,Nun, 80,10,5,50,
P – ön söz PRON – 3-cü şəxs qadın cəm obyekt əvəzliyi جار ومجرور
بل
|
BL
bel
əksinə
Nay,
Be,Lam, 2,30,
RET – geri çəkilmə hissəciyi حرف اضراب
أتيناهم
ا ت ي | ÆTY
ǼTYNÆHM
eteynāhum
onlara gətirdik
We have brought them
,Te,Ye,Nun,Elif,He,Mim, ,400,10,50,1,5,40,
V – 1-ci şəxs cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بذكرهم
ذ ك ر | Z̃KR
BZ̃KRHM
biƶikrihim
zikrləriniz
their reminder,
Be,Zel,Kef,Re,He,Mim, 2,700,20,200,5,40,
P – prefiksli ön söz bi N – cinsi kişi şifahi isim PRON – 3-cü şəxs kişi cəminin sahib əvəzliyi جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم
|
FHM
fehum
lakin onlar
but they,
Fe,He,Mim, 80,5,40,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi الفاء استئنافية ضمير منفصل
عن
|
AN
ǎn
-Niyə
from
Ayn,Nun, 70,50,
P – ön söz حرف جر
ذكرهم
ذ ك ر | Z̃KR
Z̃KRHM
ƶikrihim
Zikrlər-
their reminder,
Zel,Kef,Re,He,Mim, 700,20,200,5,40,
N – kişi cinsinə aid şifahi isim PRON – 3-cü şəxs kişi cəminin sahib əvəzliyi اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
معرضون
ع ر ض | ARŽ
MARŽWN
muǎ'riDūne
üz döndərirlər
(are) turning away.
Mim,Ayn,Re,Dad,Vav,Nun, 40,70,200,800,6,50,
N – nominativ kişi cəm (forma IV) fəal iştirakçı اسم مرفوع
Konu Başlığı: [23:63-83] İnkarcılar Nankördür
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçek Tanrı, onların dileklerine uysaydı elbette gökler de bozulur giderdi, yeryüzü de, onlarda olan varlıklar da. Hayır, biz onlara kendi yüceliklerini getirdik, gösterdik, fakat onlar kendi yüceliklerinden de yüz çevirmedeler.
Adem Uğur : Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler.
Ahmed Hulusi : Eğer Hak onların hevâlarına tâbi olsaydı; Semâlar, Arz ve onların arasında ne varsa elbette bozulur giderdi. . . Hayır, onlara Zikirlerini (hakikatlerini hatırlatan bilgiyi) verdik. . . Onlar kendi Zikirlerinden (hakikatlerinin bilgisinden) yüz çeviricilerdir.
Ahmet Tekin : Eğer bu hak kitap, onların şahsî arzu ve ihtiraslarına uysaydı, göklerin, yerin ve bunlarda bulunan akıllı ve sorumlu varlıkların dengesi, düzeni kesinlikle bozulurdu. Aslında, biz onlara, şan ve şereflerine vesile olan övünç kaynağı Kur’ân’larını getirdik. Fakat onlar kendi övünç kaynakları Kur’ân’larına, kendi şereflerine sırt çeviriyorlar, Kur’ân’ın öğretilmesine, Kur’ân’daki ilkelerin yaşanmasına engel tedbirler alıyorlar.
Ahmet Varol : Eğer hak onların arzularına uysaydı gökler, yer ve bunların içindekiler bozulurdu. Hayır biz onlara kendi şereflerini getirdik ama onlar şereflerinden yüz çeviriyorlar.
Ali Bulaç : Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Eğer Allah, onların keyflerine tabi olsaydı, göklerle yer ve bunlarda bulunan kimseler muhakkak fesada uğrardı (âlem bozulurdu). Hayır, biz onlara, izzet ve şerefleri olan Kur’an’larını getirdik de onlar, şereflerinden yüz çeviriyorlar.
Azerice : Əgər Allah onların istəklərinə uyğun qərar versəydi, göylər, yer və onlarda olan hər şey məğlub olardı. Xeyr, biz onların zikrlərini gətirmişik ki, onlara fayda verəcəkdir. Halbuki, özlərinə fayda verən zikrdən üz döndərənlərdir.
Bekir Sadak : Eger gercek onlarin heveslerine uysaydi, gokler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi. Onlara, kendilerine ogut veren bir sey getirdik; onlar ise ogutlerinden yuz cevirirler.
Celal Yıldırım : Eğer Hakk, onların heveslerine uymuş olsaydı, elbette göklerle yer ve ikisinde bulunanlar (düzeni bozulup) alt-üst olurdu. Hayır, biz onlara anılmalarını sağlayanı) getirdik; ama onlar bu (şerefle) anılmalarını (sağlayan Kur'ân'dan) yüzçeviriyorlar.
Diyanet İşleri : Eğer hak onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini (Kur’an’ı) getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz çeviriyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer gerçek onların heveslerine uysaydı, gökler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi. Onlara, kendilerine öğüt veren bir şey getirdik; onlar ise öğütlerinden yüz çevirirler.
Diyanet Vakfi : Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler.
Edip Yüksel : Gerçek onların arzularına uysaydı, gökler, yer ve içlerindekiler kaosa girerdi. Halbuki onlara mesajlarını verdik, ancak çokları mesajlarından yüz çevirmekte.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer Hak, onların keyiflerine uysaydı, gökler, yeryüzü ve bunlardaki kimseler kesinlikle bozulurdu. Hayır, Biz onlara unutulmaz ders olacak zikirlerini getirdik de onlar, zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer hak onların keyflerine tâbi' olsa idi Semavât ve Arz ve bunlardaki kimseler kat'ıyyen fâsid olurdu, hayır, biz onlara unutulmaz ders olacak zikirlerini getirdik de onlar zikirlerinden ı'raz ediyorlar
Fizilal-il Kuran : Eğer gerçek onların keyfi arzularına uysaydı, göklerin, yerin ve gökler ile yerde bulunan canlı cansız tüm varlıkların düzeni ve dengesi bozulurdu. Aslında onlara nam ve şan bağışladık. Fakat onlar kendi nam ve şanlarına sırt dönüyorlar.
Gültekin Onan : Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi 'şan ve şeref' (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Hakkı Yılmaz : "Ve eğer hak onların tutkularına uysaydı; kesinlikle gökler, yeryüzü ve bunlarda bulunan kimseler bozulup giderdi. Aslında, Biz onların şanını/öğütlerini getirdik; sonra da onlar, kendi şanlarından/öğütlerinden yüz çevirenlerdir. "
Hasan Basri Çantay : Eğer Hak onların hevâ (ve heves) lerine tâbi' olsaydı göklerde, yerde ve bunların içinde bulunan kimseler muhakkak ki fesada uğrar (nizaamından çıkar) dı. Hayır, biz onlara (ancak) zikir (ve şeref) lerini getirdik. Onlarsa kendilerinin (bu) zikrinden yüz çeviricidirler.
Hayrat Neşriyat : Eğer hak, onların nefislerinin arzularına uysaydı, elbette gökler, yer ve bunların içinde bulunanlar bozulup giderdi. Hayır! Onlara zikirlerini (içinde şan ve şerefleri olan Kur’ân’ı) getirdik; fakat onlar kendi şereflerinden yüz çevirenlerdir.
İbni Kesir : Şayet hak, onların heveslerine uysaydı; gökler, yer ve onlarda bulunanlar muhakkak bozulup giderdi. Hayır, Biz onlara kendi zikirlerini getirdik. Ama onlar zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve Hakk, onların hevalarına tâbî olsaydı semalar, yeryüzü ve onların içinde olanlar mutlaka fesada uğrardı. Hayır, onlara zikirlerini getirdik. Fakat onlar, zikirlerinden yüz çevirenlerdir.
Muhammed Esed : Fakat, gerçek onların arzu ve emellerine uyacak olsaydı, şüphesiz gökler ve yer içindekilerle beraber yıkılır giderdi! Oysa, Biz (bu ilahi mesajda) onlara akılda tutmaları gereken her şeyi ulaştırdık; ne var ki, kendilerine bahşedilen bu hatırlatıcı mesajdan (umursamazlıkla) yüz çevirdiler!
Müminun : Əgər Allah onların istəklərinə uyğun qərar versəydi, göylər, yer və onlarda olan hər şey məğlub olardı. Xeyr, biz onların zikrlərini gətirmişik ki, onlara fayda verəcəkdir. Halbuki, özlərinə fayda verən zikrdən üz döndərənlərdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer Hak onların hevâlarına uyacak olsa idi elbette gökler ve yer ve onlarda olanlar fesada uğramış olurdu. Hayır... Biz onlara (şereflerine vesile olacak olan) Kur'an'ı getirdik, onlar ise (kendi vesile-i şerefleri) olan Kur'an'dan yüz çevirenlerdir.
Ömer Öngüt : Eğer hak onların heveslerine uysaydı, gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır! Biz onlara zikirlerini (şan ve şereflerini) getirdik. Fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Şaban Piriş : Eğer hak onların keyfine uysaydı; gökler, yer ve her ikisinin de içindekiler bozulup giderdi. Oysa, biz onlara uyarılarını verdik. Fakat, onlar uyarılarından yüz çeviriyorlar.
Suat Yıldırım : Fakat gerçek onların keyiflerine tâbi olsaydı göklerin de, yerin de, oralarda yaşayanların da düzenleri bozulur, yıkılıp giderlerdi. Halbuki Biz onlara şan ve şeref getiren, öğüt veren kitap verdik ama, ne var ki onlar bu dersten yüz çeviriyorlar.
Süleyman Ateş : Eğer hak, onların keyiflerine uysaydı, gökler, yer ve bunların içinde bulunan kimseler bozulur, giderdi. Biz onlara Zikir'lerini getirdik fakat onlar, Zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunmaktayız, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çevirmektedirler.
Ümit Şimşek : Eğer hak onların heveslerine tâbi olsaydı, gökler, yer ve onlarda olanlar fesada uğrar giderdi. Aslında Biz onlara şereflerini getirdik; onlar ise kendilerine şeref vesilesi olacak şeyden yüz çeviriyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer hak onların keyiflerine uysaydı, gökler de yer de bunların içindekiler de kesinlikle fesada uğrardı. Hayır, biz onlara zikirlerini/Kur'anlarını getirdik ama onlar zikirlerinden/Kur'anlarından yüz çeviriyorlar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]