REM – prefiksli bərpa hissəciyi T – zaman zərfi الفاء استئنافية ظرف زمان
جاءتهم
ج ي ا | CYÆ
CÆÙTHM
cā'ethum
Onlara gəldikdə
came to them
Cim,Elif,,Te,He,Mim, 3,1,,400,5,40,
V – 3-cü şəxs qadın tək mükəmməl feli PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
آياتنا
ا ي ي | ÆYY
ËYÆTNÆ
āyātunā
ayələrimiz
Our Signs
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif, ,10,1,400,50,1,
N – nominativ qadın cəm isim PRON – 1-ci şəxs cəm yiyəsi əvəzliyi اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مبصرة
ب ص ر | BṦR
MBṦRT
mubSiraten
aydın görünür
visible,
Mim,Be,Sad,Re,Te merbuta, 40,2,90,200,400,
N – təqsirləndirici qadın qeyri-müəyyən (IV forma) fəal iştirakçı اسم منصوب
قالوا
ق و ل | GWL
GÆLWÆ
ḳālū
onlar dedilər
they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif, 100,1,30,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
هذا
|
HZ̃Æ
hāƶā
Bu
"""This"
He,Zel,Elif, 5,700,1,
DEM – kişi tək nümayiş əvəzliyi اسم اشارة
سحر
س ح ر | SḪR
SḪR
siHrun
sehrdir
(is) a magic
Sin,Ha,Re, 60,8,200,
N – nominativ kişi qeyri-müəyyən isim اسم مرفوع
مبين
ب ي ن | BYN
MBYN
mubīnun
aşkar
"manifest."""
Mim,Be,Ye,Nun, 40,2,10,50,
ADJ – nominativ kişi qeyri-müəyyən (IV forma) fəal iştirakçı صفة مرفوعة
Konu Başlığı: [27:7-14] Musa
Abdulbaki Gölpınarlı : Delillerimiz, gözle görünür bir sûrette onlara gösterilince bu, apaçık bir büyü dediler.
Adem Uğur : Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
Ahmed Hulusi : Mucizelerimiz apaçık onlara geldiğinde: "Bu apaçık bir sihirdir" dediler.
Ahmet Tekin : Mûcizelerimiz, onların gözleri önüne serilince:
'Bu aklı etki altına alan apaçık bir sihirdir' dediler.
Ahmet Varol : Onlara ayetlerimiz açık olarak gelince: 'Bu apaçık bir büyüdür' dediler.
Ali Bulaç : Ayetlerimiz onlara, gözler önünde sergilenmiş olarak gelince dediler ki: "Bu, apaçık olan bir büyüdür."
Ali Fikri Yavuz : Vaktaki mucizelerimiz açık olarak onlara geldi: “- Bu meydanda bir sihirdir.” dediler.
Azerice : Haqqı bildirən ayələrimiz onlara gəldikdə: “Bu, açıq-aydın bir sehrdir!”– dedilər. onlar dedilər.
Bekir Sadak : Ayetlerimiz gozlerinin onune serilince: «Bu apacik bir sihirdir» dediler.
Celal Yıldırım : Mu'cize ve belgelerimiz onların gözleri önüne acık biçimde sergilenerek gelince, «bu açık bir sihirdir» dediler.
Diyanet İşleri : Nitekim âyetlerimiz kendilerine gerçeği gösterecek biçimde gelince, “Bu apaçık bir sihirdir” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Ayetlerimiz gözlerinin önüne serilince: 'Bu apaçık bir sihirdir' dediler.
Diyanet Vakfi : Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince: «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler.
Edip Yüksel : Onlara açıkça görünen mucizelerimiz geldiğinde, 'Bu apaçık bir büyüdür,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bu şekilde âyetlerimiz onların gözleri önüne serilince, «Bu apaçık bir sihirdir» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bu şekilde ayetlerimiz, hakikatı gözlerine sokarak onlara vardığı vakit: «Bu apaçık bir büyüdür!» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bu suretle âyetlerimiz hakıkati gözlerine sokarak vardığı vakıt onlara bu apaçık bir sihir dediler
Fizilal-il Kuran : Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince «Bu apaçık bir büyüdür» dediler.
Gültekin Onan : Ayetlerimiz onlara gözler önünde sergilenmiş olarak gelince dediler ki: "Bu apaçık olan bir büyüdür."
Hakkı Yılmaz : Sonra da âyetlerimiz/alâmetlerimiz/göstergelerimiz onlara parlak bir şekilde gelince, “Bu apaçık bir göz boyama, insan kandırmadır” dediler.
Hasan Basri Çantay : Vaktaki âyetlerimiz böyle parlak (ve vazıh) olarak onlara geldi, «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler.
Hayrat Neşriyat : İşte mu'cizelerimiz onlara (hakikati) açıkça gösterir bir şekilde gelince: 'Bu apaçık bir sihirdir' dediler.
İbni Kesir : Ayetlerimiz böyle vazıh olarak onlara gelince; bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
İskender Evrenosoğlu : Âyetlerimiz onlara görünür olduğu zaman; "Bu apaçık bir sihirdir." dediler.
Muhammed Esed : Fakat onlara gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan mesajlarımız gelince: "Bu apaçık bir büyü!" dediler;
Neml : Haqqı bildirən ayələrimiz onlara gəldikdə: “Bu, açıq-aydın bir sehrdir!”– dedilər. onlar dedilər.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, onlara âyetlerimizi, vazihen, (tarik-i hidâyeti gösterir bir halde) geldi. Dediler ki: «Bu apaçık bir sihirden ibarettir.»
Ömer Öngüt : Açıkça görünen âyetlerimiz onlara gelince: “Bu apaçık bir sihirdir. ” dediler.
Şaban Piriş : Nitekim ayetlerimiz, gözleriyle görecekleri şekilde, kendilerine gelince: - Bu, apaçık bir sihirdir! dediler.
Suat Yıldırım : Mûcize ve belgelerimiz bütün aydınlığıyla apaçık olarak onlara geldiğinde: "Bu besbelli bir büyü!" dediler.
Süleyman Ateş : Onlara açıkça görünen âyetlerimiz gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Ayetlerimiz onlara, gözler önünde sergilenmiş olarak gelince dediler ki: «Bu, apaçık olan bir büyüdür.»
Ümit Şimşek : Fakat gözleriyle gördükleri âyetlerimiz kendilerine geldiğinde, onlar yine 'Bu apaçık bir büyü' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bu şekilde ayetlerimiz göz ve gönül açar bir biçimde onlara geldiğinde şunu deyiverdiler: "Açık bir büyüdür bu..."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]